20 Ocak 2013 Pazar

HANGİ SINIF İÇİN DEMOKRASİ İSTEDİĞİMİZİN FARKINDA MIYIZ?


Şu son zamanlarda etrafta ciddi biçimde “demokrasi” “eşitlik” “özgürlük” lafları dolaşmakta herkes özgürlüğümüzü kısıyorlar bize zulm ediyorlar ne demokratikiz ne eşitiz nede özgürüz diyorlar. hatta bundan dolayı bu ülkede faşizm egemen olmuş. liberalizm‘in ve demokrasi‘nin rafa kaldırıldığını ve DİKTATORYA altında yaşadığımızı bile iddia edenler var.Bir noktada haklılar şu anda diktatorya var ama liberalizm‘de diktatorya olabilir mi olursa nasıl bir diktatoryadır sorusu yanıt bekliyor.İşte bunu açıklamaya başladık mı “eşitlik” “özgürlük” ve “demokrasi” kavramlarını açıklamış ve ne diktatoryası kime eşitlik kime özgürlük kime demokrasi var olduğunu açıklamış olacağız .(bütün alıntılarımı Leninden ve Marxist bakış açısıyla vereceğimi şimdiden belirteyim)

İlk önce diktatorya “Diktatörlük, doğrudan doğruya zora dayanan ve hiçbir yasa ile bağlı olmayan bir iktidardır.”(Lenin,Proleter Devrim ve Dönek Kautsky,Sayfa:19,İnter yayınları)

Tanım çok açık ve net kanımca kimse buna karşı çıkmayacaktır peki bu diktatörlük niye kurulur amacı nedir ?kurulunca ne elde edilmiş olur demokrasi bu diktatörlük altında olabilir mi cumhuriyette diktatörlük olabilir mi? Hepsi kafamızda olan mevcut sorulardır ama önce şunu açıklamak gerekir  “HANGİ SINIF İÇİN DEMOKRASİ VE DİKTATÖRLÜK”

“ İkincisi, açıkça yanlış bu. Bir liberalin genel olarak "demokrasi"den söz etmesi doğaldır. Bir marksist ise: "hangi sınıf için?" diye sormaktan hiçbir zaman geri kalmayacaktır. Örneğin, ilkçağ kölelerinin ayaklanmaları ve hatta büyük kaynaşmalarının, ilkçağ devletinin özünü, yani köleciler diktatörlüğünü hemen açığa vurduklarını herkes -ve "tarihçi " Kautsky de- bilir. Bu diktatörlük, köle sahipleri arasındaki, onlar için demokrasiyi ortadan kaldırıyor muydu? Herkes bilir ki, hayır.” (Lenin,Proleter Devrim ve Dönek Kautsky,Sayfa:17,İnter yayınları)

Buradan da anlaşılacağı gibi diktatörlük bir sınıfı ezmek ve kendi çıkarlarını uygulamak için kurulur ve bu hiçbir yasa ile bağlı olmayan zora dayanan bir oluşumdur ve bu sınıfın temsilcileri arasında eşitliği ortadan kaldırmaz bu sınıfın üyeleri arasında demokrasi devam eder.Çok güzel bir şekilde diktatörlüğü açıkladıktan sonra gelelim günümüz kapitalist ve cumhuriyetle yönetilen toplumlarında demokrasi ve eşitliğin nasıl olduğuna ve bir diktatorya yönetimi altında olup olmadığına

“ Burjuva rejim (yani toprak ve üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin henüz varlığını sürdürdüğü rejim) ve burjuva demokrasisi rejimi dönemindeki "özgürlük ve eşitlik" biçimsel olarak kalırlar; bunlar gerçekte (biçimsel olarak özgür, biçimsel olarak eşit haklara sahip) işçilerin ücretli köleliği ve sermayenin mutlak iktidarı; emeğin sermaye tarafından ezilmesi anlamına gelirler. “.”(Lenin, Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü,Sayfa:169,Sol yayınları)


Anlaşıldığı gibi sermeyenin mutlak egemenliği olduğu için diktatoryadır çünkü diktatörlük kesin egemenlik esasına dayanır peki neden biçimsel özgürlük denmektedir Şimdi bunu açıklayalım:

“Zengin köylüler, kulaklar, birinci yolu seçecek, işçilere karşı, yoksullara karşı, kapitalistler ve toprak sahipleri ile ittifak yaparak, talihlerini denemek isteyeceklerdir. Ama Rusya'da, bu köylüler azınlıkta kalacaklardır. Çoğunluk, kapitalistlerin iktidarının yeniden kurulmasına karşı, "zenginler için daha da zenginleşme özgürlüğü"ne karşı, "yoksul için açlıktan kıvranma özgürlüğü"ne karşı, "eşitlik" (buğday fazlalarını alan tokun, aç ile eşitliği) üzerindeki cafcaflı sözlerle, bu kargışlı kapitalist "özgürlük"ü (açlıktan ölme özgürlüğü) maskelemeye yarayan yalana karşı, işçiler ile ittifak yapmadan yana olacaktır.”(Lenin, Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü,Sayfa:167-168, Sol yayınları)

Biçimseldir çünkü görünüşte eşittir biri zengindir biri fakir biçimseldir çünkü biri açtır biri gereğinden fazla tok. Aç insanın tek özgürlüğü açlıktan ölme özgürlüğüdür. Kapitalizmde bir diktatoryal yönetim olduğunu ve kendi sınıfı altında eşit demokratik ve özgür olduğunu açığa kavuşturduğumuza göre bunun diğer diktatoryal yönetimlerden farkı nedir?

“ Her yumurcak,krallık ile cumhuriyetin iki ayrı hükümet biçimi olduğunu bilir. Bu iki hükümet biçiminin her ikisinin de, kapitalist rejimdeki bütün öbür geçici "hükümet biçimleri" gibi, burjuva devletin, yani burjuvazi diktatörlüğünün çeşitlerinden başka bir şey olmadıklarını Bay Kautsky'ye tanıtlamak gerek.” (Lenin,Proleter Devrim ve Dönek Kautsky,Sayfa:20,İnter yayınları)

Görüldüğü gibi burjuvazinin yönetimi için hangisi uygunsa ona yönelik bir hükümet biçimi uygulanmaktadır. Yani bizim cumhuriyet ile yönetiliyor dediğimiz modern devletlerimiz sadece azınlık sınıfının çıkarlarını korumakla görevli bir devletin hükümet biçimidir ve ona göre yönetilecektir. Kraliyetten farkı Şekil yönündedir özü aynıdır: her ne koşulda olsun burjuvaziye hizmet.  Artık kimse bu açıklamalardan sonra diktatörlüğe gidiyoruz eşitliğimiz demokrasimiz tehdit altında özgürlük kalmadı ne olacak bizim halimiz gibi sloganlara kulak vermeyecektir çünkü kapitalizmin özünde diktatörlük vardır burjuva sınıfının üyesi değilsen aç kalma hakkından başka hiçbir hakkın bulunmamaktadır peki günümüzün ergenekoncuları neden eşitlik ,demokrasi diye ayağa kalkmaktadır çünkü kapitalizmin genel kuralı gereği sömürücü sınıf zaman içinde azalır bu azalmada sınıftan çıkacak olan grup üyeleri mevcut haklarını kaybetmemek için çırpınır bunun için mücadele eder ve bunun için desteğe ihtiyaç duyar desteği proletaryadan yada yoksul köylülükten bulmaya çalışır. Bu sınıfın geleceği bu yığınları kendine çekmeyi becerebilmesine bağlıdır( bu yüzden proleterleri ve yoksul köylülüğü eşitlik ve demokrasiyle kandırmaya çalışır). Fakat proleterler bu sınıfın(ergenekoncuların) ve karşısındakilerin(iktidardakiler) oyununa gelmemelidir çünkü proleterler hiçbir zaman bu kesimleri destekledimi rahata erişemeyecektir. Proleterler için tek yol kendi diktatoryalarını kurup (yani çalışanın rahat edeceği düzen) için mücadele etmelidirler kendi devrimci teorileri onların özgürlüğünün temel taşıdır mücadele onların rahata erişmelerinin zorlu ama tek yoludur proleterler bu mücadelede yılmamalıdır yoksa tek özgürlükleri aç kalma özgürlükleri olacaktır ve Lenin'in sözleri akıllarından çıkmamalıdır.

"Devrimin ne zaman ve hangi koşullar altında gerçekleşeceği, belli bir sınıfın isteğine bağlı değildir; ama yığınlar içerisinde yürütülen devrimci çalışma hiç bir zaman boşa gitmez. Yığınları sosyalizmin zaferine hazırlayan tek eylem türü budur. " (Lenin, Marx Engels Marksizm,Sayfa:301,Sol yayınları)

Son olarak demokrasi,özgürlük,eşitliğin hangi sınıf için olduğu akıldan çıkmamalıdır. Proleterler için, özgürlüğün ve demokrasinin tek yolu vardır o da devrimdir ve bunu yapabilmek için emekçilerin çıkarına hizmet edecek tek diktatorya biçimi olan, proletarya diktatörlüğünü kurmak ve onu yaşatmak gerekmektedir.Bu yazıyı yazmamdaki amaç proleterlerin mevcut olduğu bilinç seviyesinin düşüklüğü ve kendi çıkarlarına olmayan şeyleri bilinçsizlikten ötürü yürekten destekleyip benimsemeleridir yazım sadece sloganlara takılmadan neyin ne olduğunu açıklamaktan ibarettir ve hangi sınıfı destekliyorsak sınıfımızın sonuçta kazanması ve kaybetmesi bizim geleceğimizi belirleyecektir biz sınıfsız olamayız ancak hangi sınıfı ne için desteklediğimizi saf haliyle bilmeliyiz ve bu yüzden bunun bilincinde olup ona göre destek vermeli ve mücadeleden sonra başımıza gelecek sonuçların bari bizim lehimize olan bir şey yüzünden gelmesi için yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.