Şu son zamanlarda etrafta ciddi biçimde “demokrasi” “eşitlik”
“özgürlük” lafları dolaşmakta herkes özgürlüğümüzü kısıyorlar bize zulm
ediyorlar ne demokratikiz ne eşitiz nede özgürüz diyorlar. hatta bundan dolayı
bu ülkede faşizm egemen olmuş. liberalizm‘in ve demokrasi‘nin rafa
kaldırıldığını ve DİKTATORYA altında yaşadığımızı bile iddia edenler var.Bir
noktada haklılar şu anda diktatorya var ama liberalizm‘de diktatorya olabilir
mi olursa nasıl bir diktatoryadır sorusu yanıt bekliyor.İşte bunu açıklamaya
başladık mı “eşitlik” “özgürlük” ve “demokrasi” kavramlarını açıklamış ve ne
diktatoryası kime eşitlik kime özgürlük kime demokrasi var olduğunu açıklamış
olacağız .(bütün alıntılarımı Leninden ve Marxist bakış açısıyla vereceğimi
şimdiden belirteyim)
İlk önce diktatorya “Diktatörlük, doğrudan doğruya zora
dayanan ve hiçbir yasa ile bağlı olmayan bir iktidardır.”(Lenin,Proleter
Devrim ve Dönek Kautsky,Sayfa:19,İnter yayınları)
Tanım çok açık ve net kanımca kimse buna karşı çıkmayacaktır
peki bu diktatörlük niye kurulur amacı nedir ?kurulunca ne elde edilmiş olur
demokrasi bu diktatörlük altında olabilir mi cumhuriyette diktatörlük olabilir
mi? Hepsi kafamızda olan mevcut sorulardır ama önce şunu açıklamak gerekir “HANGİ SINIF İÇİN DEMOKRASİ VE DİKTATÖRLÜK”
“ İkincisi, açıkça yanlış bu. Bir liberalin genel olarak
"demokrasi"den söz etmesi doğaldır. Bir marksist ise: "hangi
sınıf için?" diye sormaktan hiçbir zaman geri kalmayacaktır. Örneğin,
ilkçağ kölelerinin ayaklanmaları ve hatta büyük kaynaşmalarının, ilkçağ
devletinin özünü, yani köleciler diktatörlüğünü hemen açığa vurduklarını herkes
-ve "tarihçi " Kautsky de- bilir. Bu diktatörlük, köle sahipleri
arasındaki, onlar için demokrasiyi ortadan kaldırıyor muydu? Herkes bilir ki,
hayır.” (Lenin,Proleter Devrim ve Dönek Kautsky,Sayfa:17,İnter yayınları)
Buradan da anlaşılacağı gibi diktatörlük bir sınıfı ezmek ve
kendi çıkarlarını uygulamak için kurulur ve bu hiçbir yasa ile bağlı olmayan
zora dayanan bir oluşumdur ve bu sınıfın temsilcileri arasında eşitliği ortadan
kaldırmaz bu sınıfın üyeleri arasında demokrasi devam eder.Çok güzel bir
şekilde diktatörlüğü açıkladıktan sonra gelelim günümüz kapitalist ve
cumhuriyetle yönetilen toplumlarında demokrasi ve eşitliğin nasıl olduğuna ve
bir diktatorya yönetimi altında olup olmadığına
“ Burjuva rejim (yani toprak ve üretim araçları üzerindeki
özel mülkiyetin henüz varlığını sürdürdüğü rejim) ve burjuva demokrasisi rejimi
dönemindeki "özgürlük ve eşitlik" biçimsel olarak kalırlar; bunlar
gerçekte (biçimsel olarak özgür, biçimsel olarak eşit haklara sahip) işçilerin ücretli
köleliği ve sermayenin mutlak iktidarı; emeğin sermaye tarafından
ezilmesi anlamına gelirler. “.”(Lenin, Burjuva Demokrasisi ve Proletarya
Diktatörlüğü,Sayfa:169,Sol yayınları)
Anlaşıldığı gibi sermeyenin mutlak egemenliği olduğu için
diktatoryadır çünkü diktatörlük kesin egemenlik esasına dayanır peki neden
biçimsel özgürlük denmektedir Şimdi bunu açıklayalım:
“Zengin köylüler, kulaklar, birinci yolu seçecek, işçilere
karşı, yoksullara karşı, kapitalistler ve toprak sahipleri ile ittifak yaparak,
talihlerini denemek isteyeceklerdir. Ama Rusya'da, bu köylüler azınlıkta
kalacaklardır. Çoğunluk, kapitalistlerin iktidarının yeniden kurulmasına karşı,
"zenginler için daha da zenginleşme özgürlüğü"ne karşı, "yoksul
için açlıktan kıvranma özgürlüğü"ne karşı, "eşitlik" (buğday
fazlalarını alan tokun, aç ile eşitliği) üzerindeki cafcaflı sözlerle, bu
kargışlı kapitalist "özgürlük"ü (açlıktan ölme özgürlüğü) maskelemeye
yarayan yalana karşı, işçiler ile ittifak yapmadan yana olacaktır.”(Lenin,
Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü,Sayfa:167-168, Sol yayınları)
Biçimseldir çünkü görünüşte eşittir biri zengindir biri fakir
biçimseldir çünkü biri açtır biri gereğinden fazla tok. Aç insanın tek
özgürlüğü açlıktan ölme özgürlüğüdür. Kapitalizmde bir diktatoryal yönetim
olduğunu ve kendi sınıfı altında eşit demokratik ve özgür olduğunu açığa
kavuşturduğumuza göre bunun diğer diktatoryal yönetimlerden farkı nedir?
“ Her yumurcak,krallık ile cumhuriyetin iki ayrı hükümet
biçimi olduğunu bilir. Bu iki hükümet biçiminin her ikisinin de, kapitalist
rejimdeki bütün öbür geçici "hükümet biçimleri" gibi, burjuva
devletin, yani burjuvazi diktatörlüğünün çeşitlerinden başka bir şey
olmadıklarını Bay Kautsky'ye tanıtlamak gerek.” (Lenin,Proleter Devrim ve Dönek
Kautsky,Sayfa:20,İnter yayınları)
Görüldüğü gibi burjuvazinin yönetimi için hangisi
uygunsa ona yönelik bir hükümet biçimi uygulanmaktadır. Yani bizim cumhuriyet
ile yönetiliyor dediğimiz modern devletlerimiz sadece azınlık sınıfının çıkarlarını
korumakla görevli bir devletin hükümet biçimidir ve ona göre yönetilecektir.
Kraliyetten farkı Şekil yönündedir özü aynıdır: her ne koşulda olsun
burjuvaziye hizmet. Artık kimse bu
açıklamalardan sonra diktatörlüğe gidiyoruz eşitliğimiz demokrasimiz tehdit
altında özgürlük kalmadı ne olacak bizim halimiz gibi sloganlara kulak
vermeyecektir çünkü kapitalizmin özünde diktatörlük vardır burjuva sınıfının
üyesi değilsen aç kalma hakkından başka hiçbir hakkın bulunmamaktadır peki
günümüzün ergenekoncuları neden eşitlik ,demokrasi diye ayağa kalkmaktadır
çünkü kapitalizmin genel kuralı gereği sömürücü sınıf zaman içinde azalır bu
azalmada sınıftan çıkacak olan grup üyeleri mevcut haklarını kaybetmemek için
çırpınır bunun için mücadele eder ve bunun için desteğe ihtiyaç duyar desteği
proletaryadan yada yoksul köylülükten bulmaya çalışır. Bu sınıfın geleceği bu
yığınları kendine çekmeyi becerebilmesine bağlıdır( bu yüzden proleterleri ve
yoksul köylülüğü eşitlik ve demokrasiyle kandırmaya çalışır). Fakat proleterler
bu sınıfın(ergenekoncuların) ve karşısındakilerin(iktidardakiler) oyununa
gelmemelidir çünkü proleterler hiçbir zaman bu kesimleri destekledimi rahata
erişemeyecektir. Proleterler için tek yol kendi diktatoryalarını kurup (yani
çalışanın rahat edeceği düzen) için mücadele etmelidirler kendi devrimci
teorileri onların özgürlüğünün temel taşıdır mücadele onların rahata erişmelerinin
zorlu ama tek yoludur proleterler bu mücadelede yılmamalıdır yoksa tek
özgürlükleri aç kalma özgürlükleri olacaktır ve Lenin'in sözleri akıllarından
çıkmamalıdır.
"Devrimin ne zaman ve hangi koşullar altında
gerçekleşeceği, belli bir sınıfın isteğine bağlı değildir; ama yığınlar
içerisinde yürütülen devrimci çalışma
hiç bir zaman boşa gitmez. Yığınları
sosyalizmin zaferine hazırlayan tek eylem türü budur. " (Lenin,
Marx Engels Marksizm,Sayfa:301,Sol yayınları)
Son olarak demokrasi,özgürlük,eşitliğin hangi sınıf
için olduğu akıldan çıkmamalıdır. Proleterler için, özgürlüğün ve demokrasinin
tek yolu vardır o da devrimdir ve bunu yapabilmek için emekçilerin çıkarına
hizmet edecek tek diktatorya biçimi olan, proletarya diktatörlüğünü kurmak ve
onu yaşatmak gerekmektedir.Bu yazıyı yazmamdaki amaç proleterlerin mevcut olduğu
bilinç seviyesinin düşüklüğü ve kendi çıkarlarına olmayan şeyleri bilinçsizlikten
ötürü yürekten destekleyip benimsemeleridir yazım sadece sloganlara takılmadan
neyin ne olduğunu açıklamaktan ibarettir ve hangi sınıfı destekliyorsak sınıfımızın
sonuçta kazanması ve kaybetmesi bizim geleceğimizi belirleyecektir biz sınıfsız
olamayız ancak hangi sınıfı ne için desteklediğimizi saf haliyle bilmeliyiz ve
bu yüzden bunun bilincinde olup ona göre destek vermeli ve mücadeleden sonra başımıza
gelecek sonuçların bari bizim lehimize olan bir şey yüzünden gelmesi için yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.